Palm yağının sağlık üzerine olumsuz etkileri tartışılıyor. Biz de takipçilerimizi bu konuda bilinçlendirmek adına bu haberi dikkatinize sunuyoruz.
Palm yağı ile ilgili bütün tartışmalar 2016 yılında Avrupa Gıda Standartları Ajansı(EFSA)’nın palm yağının kötüleşen Avrupa ekonomilerinin etkisiyle Avrupa da kullanımı artan palm yağının vücuttan atılamayan toksik maddeler içerdiği yönünde ki raporu ile başlayıp, 2017 ocak ayındaki BBC’nin Ferrero markasının ürettiği Nutella’nın bileşiminde bulunan kıvam ve lezzet arttırıcı özellikleri nedeniyle kullanılan palm yağının sağlık açısından tehlikeler içerdiğinin basına ve kamuoyuna duyurulmasıyla doruk noktaya ulaştı.
Palm yağının işlenmesiyle gıda üretimi ve tüketiminde kullanılmasının yanında biodizel ve makine yağı olarak da kullanılan türevleri elde edilir. Sıkma ve rafine sürecinde kalınlık oranlarına göre sınıflandırılan palm yağının A ve E vitaminleri yönünden zengin olmasının yanında ciltte nemlendirici özelliği ile birlikte saçların köklerini de sağlamlaştırıcı özelliklere sahip olduğu da yapılan araştırmalar sonucu iddia edilmektedir. Donmuş patates, mantı, çikolata, ruj, losyon gibi kozmetik ve gıda ürünlerinin üretiminde kullanılan palm yağı bazı bebek gıdalarında da kullanıldığı düşünülmektedir.
Hindistan, Endonezya ve Batı Afrika ülkelerinde yetişen bu palmiye türü yaklaşık olarak 5000 yıldır insanlar tarafından tüketilmektedir. bu arada palm yağı üretim alanlarında tüm canlılar için mutlu bir yaşam döngüsünün de kurulması ve korunması ile ilgili projelerin hayata geçirilmedisi temenni ediyoruz diye ekliyelim.
Bilim ve bilimsel gözlem yolunda kaydedilen gelişmeler sonucu insanlığın çok çok uzun yıllardır tükettiği gıdalar insan metabolizmasında ve hücre yapısında nasıl bir etkiye yol açmaktadır üzerine yapılan araştırmalarda da ilerleme ve gelişmeler kaydedilmiştir. Bu çalışmalar ile yapılan deney ve gözlemler sonucu insanın beslenme yoluyla hücre yapısına kadar ulaşan kimyasal etkileşimler de gözlemlenmektedir. İşte bu gözlemler sonucu insan metabolizmasında yaşamsal fonksiyon açısından işlevini tamamlayan kimyasal enzimlerin bu süre sonunda hücreyi ve insan bedenini terleme, ısı ve boşaltım sistemleri yoluyla terk etmesi gerektiği, eğer bu boşaltım aşaması gerçekleşmezse hücre yapısı içerisinde meydana gelen birikimin sonucu bazı hastalıkların tetiklenebileceği somut bir şekilde öngörülmektedir.
Palm yağı için ısı ile etkileşim ve çözünüm süreçleri karşılaştırmalarında 200 derece gibi sıcaklık aşamalarında işlem görmesi üzerinden yapılan spekülasyonlar pek gerçekçi bir kanıt oluşturmamaktadır. Çünkü, Ayçiçek yağı da rafine işlemleri aşamalarından “ağartma” diye adlandırılan aşamada 90-120 derece, “Deodorizasyon” diye adlandırılan koku, aroma, tat, renk gibi işlemlere tabi tutulduğu aşamada ise 220-240 dereceye varan ısıl işleme tabi tutulmaktadır. Palm yağında böyle bir aşama görülmese de Ayçiçek küspesi yağı alındıktan sonra hayvan küspesi olarak ta kullanılabilmektedir. Yani dönüşüm zincirine sahiptir denilebilir.
Biz bu yazımızda palm yağı üzerine yapılan araştırmalar sonucu ortaya atılan iddialar ve karşı iddialar üzerine gerçekte neler olduğunu ele almaya çalıştık. Bu çalışmalar önümüzdeki günlerde daha kapsamlı ve detaylı sonuçlara mutlaka ulaşacak olmakla birlikte olabildiğince hazır gıda yerine kendi emeğiniz ile ürettiğiniz ev ürünlerini gastronomik bir döngüyü izleyerek sürdürmenizi öneririz.
Palm yağı hakkında yapılan tartışmalarda kötü haber yayarak trend toplama kaygısı ile olayları eyyamcı bir biçimde ele alan internet üzerinden yayın yapan haber ağlarının yarattığı panik havasına da kendinizi çok kaptırmamanızı sağlık veririz. Kısa bir hatırlatma olarak da, herhangi bir gıda maddesini genel sağlık bilgisi açısından 15 gün aralıklarla yeni bir programla değiştirmenizi öneririz. Devam edecek…
Bu makalenin tüm hakları www.pophaber.com’a aittir.