Gittikçe enformasyon yığını altında ezildiğimiz, şeyler üzerine bildiklerimizin artık yalnızca bildiğimizi sanmak olarak kaldığı, meseleler üzerine akledişimizin derinliğini yitirdiği ve sadece yüzeysel veriler halinde aklımızın gözlerine perdeler çekildiği 21. yüzyılda; ‘’bilmek’’ eylemi de son nefeslerini, bulandığı anlamsızlıklar çukurunda vermekte. Tıpkı sizler gibi bu durumdan endişe duyan bir bilme heveslisi olan bendeniz, şu kabardıkça kabaran ve fırtınalarca donatılmış yeryüzü okyanusunda boğulmamak adına yardımımıza yetişmeye gelen felsefenin cankurtaran botuna binmenin, uzatılan eli geri çevirmemenin, hiç değilse bize biraz nefes aldıracağını düşünmekteyim. Eğer sizler de benimle aynı umudu taşıyor ve benzer kanıya sahipseniz hazırlamakta olduğum; felsefenin ve filozofların pek gün yüzüne çıkmamış, ilgi çekici taraflarından oluşan ‘’Filosokrat’’ serisini merakla takip edin.
Devamı..Edward Hopper Bana Dedi ki: ‘’Yalnızız!’’
Kendini ve sanatını tartışmak için her zaman isteksiz olan Hopper, sanatını şöyle özetledi: ‘’Aradığınız tüm cevaplar tuval üzerinde.’’ Hopper, tahmin edeceğimiz üzere stoacı ve kaderciyidi; oldukça nazik bir mizah anlayışı ve açık bir şekilde sessiz, içe dönük bir adamdı. Sanki tabloları kendisinin, kendisi de dönüşen yeni modern dünya insanının nadide temsilcisiydi.
Devamı..Nedir Bu Sürrealizm?
Dadaizm kısaca, mantıksızlık ve varolan sanatsal otoriteleri hiçe sayma yoluyla kendini gösterir. Sürrealizmde buna benzer bir biçimde, tabir yerindeyse özellikle resim sanatına ‘kaos’u getirmeyi hedefler. Hatta daha terimsel bir ifadeyle Sürrealizm’in, Dada’ nın protestk ve yıkıcı tavrındaki bu yeni çabayı, daha elle tutulur bir biçimde resimselleştirmeye çalıştığını söyleyebiliriz.
Devamı..