Hissiyat sanırım. Birilerinin size ısrarla önerdiği dizilerden kaçarsınız. O dizi çok iyi bile olsa kulak ardı ederseniz. Bazen de seyir alışkanlığınızı rahatsız edebileceğini içten içe hissettiğiniz bir dizidir bu. İyi ki kaçmışım dersiniz.
Blutv’ nin 2017 yılında yayınlanan yönetmen Seren Yüce’ nin Masum dizisi konusunda çok kararsız kaldım. Yayına girdikten üç yıl sonra izlememin sebebini ancak böyle açıklayabiliyorum. Son birkaç yıl boyunca çok fazla dizi izledim. İyi ya da kötü diyebileceğim çok fazla diziye mesai harcadım. Dijital platformların ülkemize girişiyle birlikte de yerli yapımları izliyorum. Çoğu zaman iyi ki kaçmışım dediğim duygular yaşamak eleştirel nesnelliği ortadan kaldırıyor bazen. Bu kadarı da olmaz dediğim çok şey oluyor.
Masum Dizisinin Konusu
Emekli baş komiser Cevdet (Haluk Bilginer) emekliliğinde eşi Nermin ( Nur Sürer) birlikte sakin bir hayat yaşamaktadır. Bir gece küçük oğulları Tarık’ ın getirdiği haberle hayatları alt üst olmaya başlar.
Masum, Ne Kadar “Masum”
Yerli bir polisiyenin hasretini çeken biri olarak, Masum dizisinin senaryosunun yeterince iyi işlemediğini söyleyebilirim. “Dram-aksiyon-polisiye bizde neden iyi işlemiyor?” sorusunu sıkça kendime soruyorum. Ön yargısız cevaplar aramaya çalışsam da sinemasal estetiğin yer ettiği bir algımız var.
Bu araştırmaya Beliz Güçbilmez’ in “Zaman- Zemin- Zuhur : Türk Tiyatrosunda Minyatür Kurgusu” kitabında dile getirdiği perspektifin yerli polisiye sorunumuza da cevap olabileceğini düşünüyorum. Batılı anlamda modern tiyatronun hikayesel gelişimi açıklarken iki yöntem bahseder Beliz Güçbilmez:
- Geçmişte bir şeyler olur, gölgesi bugüne düşer.
- Birgün bir şeyler olur, olaylar gelişir.
Güçbilmez, ikisinin de bir yöntem olduğunu, her ikisinin de kullanabileceğini de ekler bakış açısına. Dijital platformlarda son yıllarda yayınlanan yerli yapım polisiye dizilerin “minyatür polisiye” olmasının da anahtarının bu anolojide yattığını düşünüyorum.
Masum dizisini izleyenler hikayeyi başlatan şeylerin bir olayın başlamasıyla geliştiğini görür. Tarık karakterinin birgün bir şeyler yapmaya başlaması sonucu diğer olaylar gelişmeye başlar. Tek tek bütün diziyi analiz etmeden senaryodaki eksik bulduğum şeyleri dile getirmeye çalışacağım.
Gerçeklik Hissi ya da Seyirci Dramaturjisi
Dram-aksiyon ya da polisiye. Bir diziyi bir türe soktuğumuzda bir şekilde onu tanımlamış ve sınırlamış oluyoruz. Bu seyircinin de kendi algısını bir türe sokmasını sağlıyor. İzleyeceğiniz şey, size , platformlarda başlıklar halinde tanımlanıyor sonuçta. Türlere göre dizi seçebiliyorsunuz. Suç-gerilim-fantastik vb. Bunun hissiyatının ihlal edildiği noktada dizinin gerçeklik zemini ortadan kalkmaya başlar. Daha önce dram-aksiyon türünün iyi örneklerini izlemiş bir görsel bagajınız da varsa kötü örneğiyle temas ettiğinizde yerinizde duramaz hale gelirsiniz.
Daha ilk bölümde Cevdet’ in akademiden öğrencisi cinayet büro amiri Yusuf (Ali Atay) baş komiser Sabahattin’ in (Mehmet Özgür) önüne yeni bir cinayet dosyası koymasıyla çocukluğunun geçtiği köye geri döner. Tarık’ ın olduğu bir konumda onu boğulmaktan kurtararak onunla tekrar yakınlaşmaya başlar. Tarık’ ın abisi Taner, (Serkan Keskin) Yusuf’ un çocukluk arkadaşıdır. Yusuf, o akşam birlikte içki içtiği Tarık’ ı eve bırakır. Cevdet, Yusuf’ un gelişine sevinerek, psikolojik sorunlar yaşayan Tarık’ ın bir arkadaşı olmasını ister. Ona abilik yapmasını ifade eder. Neriman Yusuf’ un gelişini ailenin örtbas etmeye çalıştığı suçlar yüzünden olduğunu anlayarak Cevdet’ i uyarır. Cevdet umursamaz…
Şimdi şu yapıya bir baktığımız göreceğimiz her şey Beliz Güçbilmez’ in özetlediği iki bakış açısı üzerine kurulu. Dizi bu dakikaya kadar henüz iyi ya da kötü değildi. Bu ilk bölümün finaliyle birlikte gerçekliği hissini ihlal etmiş oldu : “Hayırdır ya bu Yusuf bunca yıl sonra neden geri döndü?” sorusunu ilk sorması gereken Cevdet’ in eşi Neriman değil, Cevdet. Cevdet emekli polis. Yeni yaşanmış kendisinin de bir parçası olduğu bir cinayet var. Gelen kişi Yusuf, cinayet büro amiri.
Polisiye dizilerde ya da yapımlarda katilin kim olduğunu bilseniz bile olayların nasıl gelişeceğini merak ederek izlemeye devam edersiniz. Fargo, dizisinde olduğu gibi. Seyirci kimin, kim olduğunu bilir ama dizi karakterleri bilmez
Masum Dizisindeki İyi Şeyler
Okan Yalabık’ ın oyunculuk performansı çok iyi buldum. Cast seçimlerini Tarık karakteri için seçilen Okan Yalabık dışında anlayamadım doğrusu. Ver en popüler oyuncuları, ver en tanınmış oyuncuları mantığıyla iyi bir dizi olmuyor. Senaryo işlemediğinde de oyunculuklarla kurtarılmaya çalışıyor.
Neyse ki bir yerli yapım dizinin daha sonuna geldim. Üstelik izledikten on gün sonra. Bu çabaları değerli bulmamla birlikte dünyada bu türlerin çok iyi örnekleri varken hâlâ neden bu kadar bocalıyoruz onu da anlamış değilim.
Keyifli seyirler.
Bu makalenin tüm hakları www.pophaber.com’a aittir.