Sahiden de aradığımız tüm hakikatler şarapta mı saklıdır?
Yoksa duymak istemediğimiz ama içten içe de merak ettiğimiz hakikatler mi şarapta saklıdır?
Şarabın etkisine ve şaraba çok şeyler yazabilirim… her ne kadar bunlar Hayyam ‘ın dizeleri kadar efektif cümleler olmasalar da…
Fakat anlatacağım şey şarap veya da şarabın etkileri değil.
Konumuz, Kierkegaard’ın 1800’lü yıllarda kaleme aldığı ve yine o yıllarda yayınlanan felsefi metni.
Elimde 2019 yılında Pinhan Yayıncılık tarafından yayınlanan üçüncü baskı bulunmakta.
Pinhan Yayıncılık tarafından yayınlanan ilk baskı ise 2015 yılında yayınlanmış ve kitabın çevirmeni Zeynep Talay’dır.
Kierkegaard, bu metninde, olayları bize aktaran ana karakter William Afham‘dır. Afham, Kierkegaard‘ın diğer metinlerinde rastladığımız, bir karakter değil, ilk defa bu metinde tanıştığımız bir karakterdir. Kendisi bir davet düzenler, davette sınırsız şarap olacağını ve davetlilerden her birinin ancak şarap etkisini o kişide gösterdikten sonra, konuşmaya başlayacağını bize aktarır. Bu bağlamda konuşmalar olacaktır. Tartışmanın konusu ise Eros‘tur.
Fakat burada araya girip çevirmen Zeynep Talay’ önsöz de belirttiği bir konudan ve kendi düşüncelerimden bahsedeceğim.
Ataerkil aktarımdan…
Okurken yer yer beni de rahatsız eden bu durumu, Zeynep Talay, yazdığı önsözde çok güzel anlatmış aslında. Ben de kendisinin düşüncelerine katılıyorum.
Sizlere de keyifli okumalar dilerim…
Yazar: kendineaitbirodada
Bu makalenin tüm hakları www.pophaber.com’a aittir.