4. Sanayi devrimi çağına hızlı bir giriş yaptığımız bugünlerde, yapay zekâ ile ilgili olumlu-olumsuz yorumları incelediğimizde, yapay zekâ ile ilgili nasıl bir gelecek bizi bekliyor sorusu da bugünlerde en çok sorulan soru olarak uç veriyor.
işte biz de bu tartışma atmosferine sizleri bu konuda az da olsa bilgilendirecek kaygısıyla bu yazıyı yayınlıyoruz.
Zekâ Nedir?
İlk sorunun bu olması gerektiğinden hareketle, zekâ genel olarak nasıl tanımlanıyor ona bakalım.
insan dışındaki diğer canlılarda kısıtlı kapasiteye sahip olan “zekâ” insana özgü genel tanımı; düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama/kavrama/yargılama/yapılandırma’ya bağlı olarak sonuç çıkarma kapasitesinin tümü olarak tanımlanıyor. Zekâ’nın Ruhbilim terminolojisinde ki tanımı ise; soyutlama, öğrenme ve yeni durumlara uyma ve uygulama anlamını taşıyor. Her iki anlamda da kullanılan zekâ için; kendisi ve içinde yaşadığı koşullara uyum sağlama ile birlikte, ait olduğu çevreyi kendine göre şekillendirme/biçimlendirme aşamasına geçiş faaliyetleri diye de tanımlatabiliriz.
2000’li yılların başlangıcında Ülkemizde, Bilkent Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi gibi birkaç üniversite de yürütülen yapay zekâ projeleri günümüzde çok daha geniş bir üniversite ağı içerisinde sürdürülen faaliyet alanı haline geldi.
Başlangıçta yapay zekâ bir robot olarak hayata geçirecek zekâ’nın kendisiyle orantılı bir zekâ kapasitesine sahip olacak varlık gözüyle bakılıyordu. Günümüzde ise yapay zekâ alış-veriş de dahil olmak üzere internet ve dijital platformların birçoğunda program düzeyinde dahi kullanılan uygulama halini aldı.
işte hayatımıza hızlı ve yoğun bir biçimde dahil olan bu teknoloji ile insan bugüne kadar en ileri yaşam formu olarak ortaya çıkan canlı varlık olarak insanın yeryüzündeki hakimiyetine nasıl bir etki edecek kaygısı tam da bu noktada ortaya çıktı. İnsansı davranış fonksiyonlarına yakın ölçekte özelliklere sahip robotların uzun deneyler deney ve test aşamaları sonrası parlak spotlar altında görücüye çıktığı ortamlarda kontrol dışı davranışlar göstermeye başlamasıyla fişleri çekilerek susturulmaları da bir oldu. Sorulan sorulara verilen sakıncalı cevaplardan, iki robot deneğin kendi arasında program dışı dil geliştirmesine kadar hatalar (!) zincirini oluşturan bu gelişmeler karşısında nasıl bir çözüm üretilebilir ya da yapay zekâ’ya sahip robotlarla insanlığı nasıl bir gelecek bekliyor tartışmaları da başladı.
başlangıçta bir işi ya da faaliyeti yerine getirmek için basit bir algoritmaya dayalı bir sistem geliştirilerek elde edilen bu basit sistem, ihtiyaçlar sürekli büyüyen ihtiyaçları karşılaması için yeni eklentiler ile geliştirilerek bugünkü seviyeye gelişim sağlayan yapay zekâ çalışmaları sonu görünen ve durdurulabilecek bir çalışma olarak görülmüyor.
sonuç olarak: bütün bu olumsuzmuş gibi görünen tabloya karşılık olarak ise insanın da kendisine eklemleyebileceği nano teknolojik boyutlu yapay zekâ çalışmaları da mevcut. İnsan türü eğer nano boyutlu teknoloji ile geliştirilen yapay zekâ ile birlikte bin yılların deneyimiyle oluşmuş “aklı” ile de birleşince ulaşacağı kapasite ile bugünkü durumundan kat kat daha üstün bir canlı varlık olarak gelecekte yapay zekâ ürünü robotlar ile uyumlu bir geleceği yakalayabilecektir diyerek, burada yazımıza son veriyoruz.
Önümüzdeki günlerde yapay zekâ kınusunda daha kapsamlı çalışmalar ile siz takipçilerimizi bilgilendirmeye dönük yazılarımızı yayınlamaya devam edeceğiz. Saygılarımızla
Bu makalenin tüm hakları www.pophaber.com’a aittir.