Sanat dalları içerisinde Tiyatro’nun özel bir yeri vardır. Tiyatro sanat tarihinin en eski aktivitesidir. İlk çağlara dair yaplan araştırmalar ve incelemeler mağara iç duvarlarına yapılan resimlerin insanın düş dünyasındaki geleşimin oldukça eski tarihlere dayandığını kanıtlamaktadır. Bu resimler mağaraların dış duvarlarına yapldığı için, yani insanın gördüğünü çizerek resme dönüştürmesini değil,iç duvarlara loş aydınlatmanın bulunduğu iç mekana yapıldığını, bu durumun da insandaki düşsel dünyanın erken dönemde geliştiğini kanıtladığını ifade ettiler.
O dönemin zorlu doğa koşulları, insanlar için büyük zorlukları içeriyordu. Zorlu doğa koşullarına uyum sağlamak ve zorlukları üstesinden gelebilmek için bilgi deneyim ve tecrübenin sonraki kuşaklara aktarılabilmesinin tek yolu olarak da drama ve akşamları ateş başında bir araya geldiklerinde, gün içerisinde yaşananların canlandırıldığı Tiyatro gösterileri düzenleniyordu. İnsanın doğadaki canlı varlıkları sınırlayan ve bu sınırlılığın etkisi ile sert iklim değişimleri sonucu pekçok canlı türünün yok olduğunu çeşitli arkeolojik kazılardan dolayı somut olarak biliyoruz. İşte bu soyu tükenen ve tükenme tehlikesi altındaki türlerden ayıran şey, insanın sürekli gelişen ruhsal/düşünsel dünyasıdır. İşte bu ruh/düşünce farklılığına sanatsal anlamda etki eden ilk faktör Tiyatro’dur. Devam edecek…
Bu makalenin tüm hakları www.pophaber.com’a aittir.